13 Haziran 2008 Cuma

ERGENEKONUN ÖZÜ

ERGENEKONUN ÖZÜ

ERGENEKON

Ülkemizde yaşayan hain dönek çift dinli sebataycıların demeçleri; “20. yüzyılda yahudiler iki devlet kurmuştur. Türkiye ve İsrail’dir”. Amerika başkanı, Amerika’da eğitim gördüğü sırada 33. derece mason olan Süleyman Demirel’i ziyaret ederek, kuracakları yeni dünya düzeni hakkında bilgi vererek Demirel’in yerini belirlemiştir. Ülkemizdeki satılmış yazarlar ulusal kurtuluşumuzu sağlamış olan Mustafa Kemal Atatürk’e küfür eden asılsız iğrenç iftiralar atan rıza nuri gibi yazarlar, Atatürk’ü kendileri gibi sebataycı ve mason ilan ediyorlar ancak gösterdikleri kaynaklar ise hep İngiliz ve Fransız kaynaklarıdır. bu İslamcı gibi davranan satılmışlara örnektir. Bir de entelektüel satılmışlarımız var Orhan Pamuk, Moon tarikatı üyesi ve sebatataycıdır “30 bin kürt ve 1 milyon ermeni öldürdük”, fanatik ermeni ve pkk lıların dışında kimse böyle bir açıklama yapmazken, Orhan Pamuk’ta “ben biliyorum bu iş böyle oldu” deme edası nerden geliyor. Amerikan basınına verdiği demeçler “korkudan Türkiye’ye gidemiyorum” vb saçma sapan açıklamalar, bence bu adama bir an önce Nobel ödülü verilince o zaman bizde Orhan Pamuk’ta rahatlar. Mason ve sebatist yapılanmanın Atatürk’ü silme çalışmaları, İsmet İnönü’nün Türk liralarındaki Atatürk resmini silip yerine kendi resmini basması ile başladı. Zaten İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe hanım Bülent Ecevit’in eşi Rahşan hanımda sebataycıdır, belirli dönemlerdeki sebataycı yazarlar, Halide Edip Adıvar, Emin Yalman, Abdi İpekçi, şimdiki en büyük kalemleri Orhan Pamuk ile Türk halkını yozlaştırma çalışmalarında bulundular.Ekonomik güçleri ile ülkeyi sömürdüler siyaseti onlar belirledi ve askeri darbeleri organize edip tetiklediler, bu çarka çomak sokanlar veya kendi istekleri dışında yazan kalemlerin kalemlerini teker teker kırdılar. İş adamı, gazeteci, akademisyen, vb.. hepsi saygın aydın Kemalist ve laik önderler gibi görünerek bu örgütler için çalıştılar.

Bu örgütlerin yönetimine gelirsek; örgütlerde hiçbir zaman bir asker başkan olamaz, sadece üye olarak bulunur, emekli olan bütün üst düzey askerler hemen bir holdinge danışman veya strateji uzmanı olarak işe başlar (Korkmaz Yiğit’in danışmanı Güven Erkaya ,Cavit Çağlar ve Hayyam Garipoğlu nun danışmanı Teoman Koman liste uzayıp gidiyor..). Türkiye’nin başına gelmiş en büyük rezillikleri yapan Çevik Bir bu hiyerarşiyi bozarak başkanlığa aday oldu, 28 şubat için üstün performans ile çalıştı, Ankara Sincan da tankları yürüttü, bu ortamın oluşması için radikal dinci gruplar maddi olarak desteklenmeliydi, gerekli finansman kaynaklarını saygın holding patronlarımız Koç,Sabancı,Doğuş,Şahenk,Karamehmet’ler tarafından karşılandı.28 şubat’ın laik devletteki din olgusunu temizlemekle hiçbir ilgisi yoktur. 28 şubat kararları, medyanın yanlış yönlendirmesi ile halka yeşil İslamcı sermaye olarak tanıtılan Anadolu sermayesini bitirip yerine sebataycı ve mason sermayesini yerleştirme operasyonudur. Ülkemizde kendileri için gerektiğinde tetikçilik yapan ancak daha sonra bu örgütlere ters düşen, Uğur Mumcu,Ahmet Taner Kışlalı,Hablemitoğlu gibi birçok kalemin, kalemini kırmışlardır. Bütün saygın holding patronları; kendi adamları olan Güneri Civaoğlu,Emin Çölaşan,Ertuğrul Özkök, Fatih Altaylı’dan başkasına demeç vermez. akit ve vakit vb .. gazetelerde diğer beyin yıkama kimliksizleştirme araçlarıdır.1980 sonrasında ülkücüleri, Mit mafya olarak kullanmaya başladı. Bu Mit için doğru bir oluşumdu, hiçbir fikri ayrılığı oluşmayacak grupla çalışmak Mit’i memnun etmekte idi. Örgüt için tehlike oluşturan Hiram Abbas, Cem Ersever, Mehmet Eymür ortadan kaldırılacak ve yerlerine Mehmet Ağar ve Şenkal Atasagun getirilecek. Şenkal Atasagun göreve gelmesiyle ilk işi Çeçen Lider Dudayev’i ortadan kaldırmak oldu, bunu da dönemin başbakanı Erbakan sayesinde başardı. Erbakan tarafından Dudayev’e bir uydu telefonu hediye edildi (telefon Amerikan Nec marka). Bununla Amerikalılar tarafından yeri belirlenen Çeçen Komutan Dudayev Ruslara satıldı.

28 şubat sonrası devlet yeniden yapılanmaya giderek Mehmet Özbay kod adılı Abdullah Çatlı’yı ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı tasfiye eder.Abdullah Argun, Haluk Kırcı, Oral Çelik yetim bırakılıp bitmek bilmeyen bir yargılama sürecine sokulurlar, zamanında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını da günah keçisi ilan edilip idam edildi, şimdi de Korkut Eken ve Sedat Emin Bucak vatan haini ilan edildi. leyla zana’nın, apo’nun avukatlığını yaptığını ve apo için sayın başkanım demesini kanıtlayan, ayrıca aşiretinden olan yüzlerce akrabası pkk ile girdikleri mücadelede sırasında öldürülen, Sedat Emin Bucak, leyla zana dan daha adi bir vatan hani ilan edildi.

Bu konsey bir operasyon gerçekleştirecekse hemen bir suni gündem yaratılıp yapılacak işlerin üstü kapatılır, bankalar hortumlanırken yaratılan, YÖK, başörtüsü, şal gündemi ve Üzeyir Garih öldürüldüğünde yaratılan Pınar Konuşkan gündemleri gibi. Süleyman Demirel’in yiyeni Yahya Murat Demirel in bir türlü yurt dışına kaçamamasının sebebi bu banka hortumlama olaylarının bir kişiye ihale edilip sürekli medya tarafından şamar oğlanı olarak kullanılması gerekli idi, buda Murat Demirel oldu.Bu banka hortumlama olaylar gündeme gelme imkanı yoktu ancak Mossad’ın Türkiye'deki kasası olan Nesim Malki’nin öldürülmesinden sonra Mossad kaybolan 8 milyar dolarının peşine düşüp seri suikastlar işleyince kendi kendini vurdu Alaaddin Çakıçı-Mesut Yılmaz-Güneş Taner-KorkmazYiğit bağlantıları ortaya çıktı.

Türkiye de ki kasaları olan Nesim Malki’nin ölmesinden sonra Mossad kaybolan parasını ülkemizde iş yapan Yahudi Üzeyir Garih, İshak Alaton, Asil Nadir gibi birçok işadamından bunu tahsil etmeye karar verdi Üzeyir Garih maşayı tersten tutup Türk yetililerle konuşsrak kendi idam fermanını imzaladı .Üzeyir Garih zırhlı araçlar ile korumasız dolaşmayan sürekli tedbirli önemli bir işadamı ,o gün görüşmeye giderken yanına korumasını almaması çok güvendiği biriyle gizli bir şey görüşeceğini akla getiriyor.Mezarlık ta ibda-c sempatizanı Yener Yermez tarafından direkt karaciğerin den ustaca bıçaklanarak öldürülmesi Kayseri otogarında Yener Yermez paket edilip polislere teslim edilmesi görgü tanıklığı yaparak”2 kişiydiler birisi ellerini tuttu diğeri bıçakladı ”açıklaması ile ortalığı bulandıran otoparkçı Ayhan Yılmaz’ arabasında vurularak öldürülmesi bunların arka plana alınıp Pınar Konuşkan ve arkadaşının açılarla dolu hayatının çuk diye gündeme yerleştirilmesiyle Mossad ve örgüt tam gövde gösterisinde bulundu

Büyük kulüp; Bütün bu işleri yapan, Nato üyesi ülkelerde Cia tarafından kurulmuş, Mossad’ın organize ettiği ERGENEKON isimli örgüttür. Topluluk çıkarları için sağ sol hiç fark etmez, “Tam Bağımsız” ve “Türkiye Türklerindir” puntalı gazeteleri ile Kemalizm ve laiklik ile oynayarak, Koç ve Sabancı gibi büyük holdinglerin çıkarlarını, Türkiye'nin çıkarlarından daha çok gözeten bir topluluktur. Bu örgütün ülkemizde ki kolu Büyük Kulüp tür. Aynı zamanda Hz. İsa’nın kan tasını koruyan sapık topluluk Tapınak Şövalyelerinin de yurt dışındaki yayın organı ile aynı ismi kullanıyorlar. Büyük Kulüp, Masonlar, Sebataycılar, Siyonistler, Evangelistler, Kuru Kafa ve Kemikler Tarikatı hepsi Siyonizm Tapınağı Tarikatı altında toplanıyorlar. Bir zamanlar Deniz Kuvvetleri komutanlığını yürüten Güven Erkaya, 12 Eylül sonrası Başbakanlık yapmış olan Bülent Ulusu Büyük Kulüp başkanlığı yapmışlardır. Süleyman Seba Mit’ten emekli olmadan önce Mit İstanbul Bölge Müdürü idi, Alaaddin Çakıcı’nın kulübe kabulünü Süleyman Seba sağlamıştır. Alaaddin Çakıcı’nın biran önce yurt dışına kaçması gerekiyordu, çok şey biliyordu ve konuşursa Türkiye'de yer yerinden oynardı. Alaaddin Çakıçı devlet kontrolünde kaçırıldı ve Sinan Engin kendisine verilen talimatı uyguladı.

Manevi Cihazlama Teşkilatı; Protestan Tapınak Şövalyelerinden olan Amerikalı Frank Buchman tarafından 1929 da kuruldu. baba Bush ve oğul Bush un üyesi oldukları Evangelistler bu tarikatın alt kurumudur, bu tarikat Türkiye'de Fakirleri Koruma Derneği adı altında Beyoğlu’nda Asmalı Mescidi ile aynı sokakta faaliyet göstermektedir. Derneğin kurucusu 33. derecede mason olan Prof.Fahrettin Kerim Gökay’dır, her yerinde masonluk işareti olan heykellerle dolu olan Göztepe’deki köşkü bu örgütün toplantı merkezidir, diğer toplantı yerleri ise İsmail Ağar’ın Kadıköy’deki köşküdür, Mehmet Ağar’la bir akrabalık bağı yoktur, ancak Rıfat Zorlu’nun akrabasıdır, Ayasofyanın Ortodoks ibadetine açılmasını ve ruhban okulunun yeniden açılması hakkında görüş bildiren ilk kişidir. Hazım Atıf Kuyucak ise Türk masonlarını moon tarikatında temsil eder. Bu kulübün susurluk sırasında adı geçmişti ve başkanı gizlice gidip Türkiye’deki İtalyanların temiz eller operasyonunu yapan savcılar gibi temiz elleri başlatan Cengiz Engin ve Engin Baltacı’ya ifade vermişti.

Bu tarikat tamamen birbirine bağlı sayılmaz yani kendi aralarında da görüş ayrılıkları olabilir, tıpkı Cem Uzan da olduğu gibi, Özal, Koç, Sabancı, Karamehmet her birsi tek başlarına Uzanlar’a karşı başarılı olamadılar. Uzanlar’ın Nokia’ya yaptıkları falan pek önemli değildi, ama uluslararası bu örgüt, Amerikan Motorolaya atılan 3 milyar dolarlık kazığı affetmedi ve Koç-Sabancı ittifakını kurup Uzan ları bitirdiler.

3 kasım 1996 gecesi şarjor sesleri,makineli tabancalar,tevkif müzakereleri,susturucular,operasyonlar,sigaradan duman altı olmuş izbe odalar,yeşil pasaportlar,sahte kimlikler,sahte silah ruhsatları bir ülkeye adanan sevda şiirleri ile gecen bir ömür ansızın çıkagelen bir kamyon Efsane Ülkücü Abdullah Çatlı, Kocadağ ve Gonca Uz’a mezar olan Mercedes kazadan daha yarım saat bile geçmeden bütün haber bültenlerinde aracın markası modeli plakasına kadar Abdullah Çatlı’nın kullandığı Mehmet Özbay adlı sahte kimlik nasıl öğrenildi.Anavatan Partisi Başkanı Mesut Yılmaz çoğunlu ülkücülerden oluşan kurmayları ile bu olayın üzerine nasıl gitti.MİT Kontr-Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür Abdullah Çatlı’nın asalaya karşı eylemlerde kullanıldığını ancak Abdullah Çatlının daha sonra Emniyet ile çalıştığını açıkladı.Mehmet Eymür MİT görevlisi Tarık Ümit’in Abdullah Çatlı tarafından sorgusunun sona ermesi için Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin ile görüşmesi devlet içerisinde ki kliklerin çatışmasıdır.Üç kafadar Dursun Karataş, Bülent Uluer, Paşa Güven dev-yol un İstanbul’da örgütlenmesi için çalıştılar ancak yapılan yanlış ASKİ bildirgesi ile örgütle olan ilişkilerini askıya aldılar.12 Eylül sonrası birçok örgüt yöneticileri yurt dışına kaçtı ancak 29 polisin elinden kaçan ve Nihat Erim, Gün Sazak, Hiram Abbas, Hulusi Sayın, Kemal Kaycan, Özdemir Sabancı suikastlarını gerçekleştiren Dursun Karataş bu eylemleri savunduğu devrim adına mı yoksa ERGENEKON adına mı yaptı.Bu Dursun Karataş’ın yakalanması için polislerin harekete geçirilmesi ve polislerin elinden kaçması devlet içersindeki feodal güçlerin çatışmasındandır.Özdemir Sabancı suikastı da devlet içerisindeki tam olarak kontrol edilemeyen çekirdek kadro tarafından dhkp-c havale edilmiş halidir Sabancının kürt sorunu hakkında barış düşündüğünü açıklaması devlet tarafından sert bir şekilde uyarılmalarıyla sonuçlandı.Dursun Karataş İnterpol tarafından 174 ülkede 50 ayrı suçtan aranmasına rağmen bir türlü yakalanmaması 29 polisin baskınından kurtulması belli güçlerin göz yumması ve yönlendirmesiyle olur.Bu çekirdek kadronun her kesim içerisinden ideolojik fark gözetmeksizin kullandığı insanlar var kimi zaman devrim için yanıt tutuşan Dursun Karataş, Paşa Güven kimi zaman da kalbi vatan sevgisiyle dolu Abdullah Çatlı kullanabilen içerisinde asker emniyetçi profesör bulunan tam bağımsızbulunduğu ülkede kontrol edilemeyen ancak belli güçlerin kontrol edebildiği bir güçtür rivayetlere göre Gladio Konsey Ergenekon ........

Büyük kulübe kimler üye... gündüz kılıç, bülent ulusu, cevher özden (banker kastelli) ali rıza çarmıklı, a. emin yalman, (tek dünya fikrini yayma cemiyeti"ni dahi kurmuştur.), ömer çavuşoğlu, -kardeşi- nazlı ılıcak ve kocası kemal ılıcak, nejat eczacıbaşı, sabri ruso, duran kalkan, (99’a kadar 13 sene başkanlığını yapmış), çetin emeç, ahmet fevzi ellialtıoğlu (devşirme, babalarından biri yeniçeri ocağının "56. ortası"na mensup), sadettin bilgiç, gazanfer ilge, atalay coşkunoğlu, yuda leon cukran, mehmet emin karamehmetler, ümit aslan utku, nejat tümer (emekli oramiral), enver necdet egeran (muhteşem salamon’a "mason değildir" belgesi veren tpao’nun yıllarca başında oturmuş adam) başaran ulusoy, selçuk maruflu, (anap’lı, "arı grubu", "finans klüp" ve "mülkiyeliler birliği" üyesi, dpt ve eximbank’ta uzun süre çalıştı.) raif dinçkök, adem ceylan (meşhur ceylan holdingin "para işlerine" bakan üyesi, bu aile eski İstanbul emniyet mdr. hasan özdemir ile eski mly. bkn. masum türker’i parmaklarında oynatırlar ve "iş" takibi yaptırırlardı) vehbi koç, sakıp sabancı, şerif egeli vesaire...

büyük klüp" idari heyeti yönetim kurulu: başkan: duran akbulut sanayici, gündüz kaptanoğlu armatör, Türk armatörler birliği koop. bşk. ercan targay bankacı tevfik altınok hazine ve dış ticaret eski müsteşarı m. okan oguz sanayici, ihracatçı (tim eski başkanı) rıdvan kartal avukat, ekonomist, armatör yağız dağlı hukukçu, uluslararası av. birliği yön. kur. üy. ergun erez inş. müteahhidi ferudun pehlivan 19. ve 20. dönem bursa milletvekili mehmet özcan sanayici nuri baylar işadamı

yedek üyeler: perviz zekioğlu sanayici o. taylan kendirli ekonomist çetin yentur bankacı inan şefkatlioğlu sigortacı hande yılmaz ihracatçı Murat Numan Erdem ekonomist Nevhan Gündüz işletmeci

balotaj kurulu: ali rıza özkan sanayici metin selçuk bankacı, halkbank eski gn. md. yard. ahmet malaz sanayici mehmet seren dinçler avukat ahmet bedri ince armatör koptagel ilgün prof. dr. eski başhekim selcuk gökçe ihracatcı hasmet olgaç kimya mühendisi melih tavukcuoğlu müteahhit rıza dedehayır işadamı ahmet özbilge yönetici adem ceylan sanayici misel gülçicek sanayici burhan sargın işadamı ugurman yelkencioğlu yönetici, tofaş eski gen. md.

yedek üyeler: serpil bağrıaçık ekonomist coşkun bekar gümrük müşaviri emir berduk marsan yönetici mehmet g. güven endüstri ve kimya mühendisi atilla tacir ekonomist disiplin kurulu yekta güngör özden anayasa mahkemesi eski başkanı necıp kocayusufpaşaoğlu prof. dr. (hukuk) nezih ıserı emekli amiral, yuksek muhendis nazmı akıman emekli buyukelci ahmet serpıl prof. dr. yeditepe üniversitesi rektörü erol cihan prof. dr. av. sabi ruso avukat sevgi gümüştekin avukat thy genel müdür eski muavini turgut içten yeminli mali müşavir ersin eti dr. yüksek mühendis ertuna yaşar avukat

yedek uyeler: besalet barım işadamı oktay özcan ithalat-ihracat ismail yıldız işadamı zeki tanyeri sanayici tekin akmansoy sanatcı

denetleme kurulu: halil gümüş yeminli mali müşavir alper kuş ist. eski defterdarı engin berker yeminli mali müşavir yedek uyeler sinan kılıç doktor yiğit tavukcuoğlu ekonomist orhan tuncer işadamı.

Ergenekon Terör Örgütü'nün Aile Fotoğrafı Bulundu

POLİS ŞİMDİ BU 29 KİŞİNİN PEŞİNE DÜŞTÜ



Kuvvai Milliye’nin bir karargahında çekildiği belirlenen 29 kişilik toplu bir fotoğraf ele geçirildi.

Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan operasyonda, Kuvvai Milliye’nin bir karargahında çekildiği belirlenen 29 kişilik toplu bir fotoğraf ele geçirildi. Polis, şimdi bu 29 kişinin peşine düştü

İSTANBUL Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Ekipleri, Ergenekon soruşturması kapsamında düzenlediği operasyonda, topluca çekilmiş 29 kişinin bulunduğu bir fotoğraf ele geçirdi. Yapılan soruşturmada, bu gurubun Ergenekon örgütü adına, Sakarya, Düzce ve İçerenköy’de silahlı ve istihbarati eylem yapmaya hazırlanan tim olduğu belirlendi.

FOTOĞRAF İNCELENİYOR

KAPALI bir alanda 29 kişinin topluca çekildiği fotoğraftan şüphelenen savcı Zekeriya Öz fotoğrafta bulunan kişileri tek tek deşifre etmek için daha önce gözaltına alınıp ta serbest bırakılan kişilerle cezaevinde bulunan Ergenekon zanlılarına bu kişileri tanıyıp tanımadığını soruyor.

Bizzat savcı Zekeriya Öz tarafından yürütülen fotoğrafla ilgili olarak ilk somut bilgilere de ulaşıldı. Fotoğrafın Kuvvai Milliye Derneği’nin Maltepe’de bulunan bir karargahında çekildiği tespit edildi.

SİLAHLI EYLEM TİMİ Mİ?

GEREK cezaevinde bulunan Ergenekon zanlıları gerekse gözaltına alındıktan sonra serbest kalan Ergenekon zanlıları fotoğrafta bulunan kişileri tanıyıp tanımadıklarını savcı Zekeriya Öz’e anlattı. Maltepe’de ki bir karargahta çekildiği belirlenen fotoğrafta bulunan kişilerin, İçerenköy, Sakarya ve Düzce’de Ergenekon örgütü adına istihbarat ve silahlı eylem hazırlığında olduğu iddia ediliyor. İstihbarat birimleri, Ergenekon örgütünün Sakarya’da ciddi eylem hazırlığında olduğunu daha önce belirlemişlerdi. Fotoğrafla ilgili olarak yürütülen soruşturmada ismi belirlenen, C. G. İsimli bir kişi gözaltına alındı.

O çekler Veli Küçük'e niçin kesildi?

ERGENEKON SORUŞTURMASINDA ÇARPICI BİR İDDİA DAHA...



Yurtbank davasından aldığı cezayı çeken Balkaner’in, Ergenekon tutuklularından Veli Küçük’e biri 1, diğeri 1.5 milyon dolarlık iki çek verdiği öne sürüldü.

Ergenekon soruşturmasında çarpıcı bir iddia daha ortaya çıktı. Yurtbank davasından aldığı cezayı çeken Ali Avni Balkaner’in, Ergenekon tutuklularından emekli Tuğgeneral Veli Küçük’e biri 1, diğeri 1.5 milyon dolarlık iki çek verdiği öne sürüldü.

Soruşturmadaki birçok iddiaya kaynaklık eden ve şu an ABD’de yaşayan Tuncay Güney’in, çeklerin fotokopilerini polise verdiği belirtildi. Bu iddialar üzerine, savcı Zekeriya Öz, cezaevinde bulunan Balkaner’in ifadesini aldı. Balkaner’in, 2003 yılında öldürülen oğlu Hakan Balkaner’in korunması için Küçük’e bu çekleri kestiği iddia edildi.

Bu arada Ergenekon soruşturması kapsamında aranan Rasim Görüm yakalandı. Polis sorgusundan sonra mahkemeye çıkarılan Görüm tutuklanarak cezaevine konuldu. Soruşturmada tutuklu sayısı 48’e yükseldi.

EMEKLİ GENERALİN OĞLUNA GÖZALTI

EMEKLİ GENERALİN OĞLUNA GÖZALTI



Ergenekon operasyonunda yeni gelişme. Bir internet sitesinin kurucusu ve sahibi gözaltına alındı.

Ergenekon operasyonunda yeni gelişme. Bir internet sitesinin kurucusu ve sahibi gözaltına alındı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün yürüttüğü Ergenekon soruşturması kapsamında emekli Tümgeneral Ali İhsan Gürcihan'ın oğlu Behiç Gürcihan yeniden gözaltına alındı.

Gürcihan, Açıkistihbarat sitesinin kurucusu ve sahibiydi.

Ergenekon terör örgütü soruşturmasında tutuklanan emekli Astsubay Oktay Yıldırım ve Doç. Dr. Ümit Sayın gibi isimler Gürcihan'ın internet sitesinde yazılar kaleme alıyordu.

Gürcihan, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Mehmet Zekeriya Öztürk ve İsmail Yıldız gibi isimlerle de temas halindeydi. BUGÜN

Cumhuriyet Gazetesi, Ergenekon terör örgütünün üssü gibi...

Cumhuriyet Gazetesi, Ergenekon terör örgütünün üssü gibi...

İKİSİ İÇERİDE, BİRİ DIŞARIDA!
Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alındı ve yaşı gerekçe gösterilerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Vedat Yenerer, Ergenekon terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle 24 Şubat 2008 tarihinde gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün yürüttüğü Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında 5 Haziran'da gözaltına alınan ve dün tutuklanan Halil Behiç Gürcihan da, Cumhuriyet gazetesinde çalışmış,

Ergenekon zanlısı İlhan Selçuk, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadede, 1962 yılında Cumhuriyet Gazetesi'ne yazar olarak geçtiğini belirterek, "Halen bu gazetede görev yapmaktayım. 2001 yılı Kasım ayından bu yana gazetenin imtiyaz sahibi ve başyazarım" dedi.

VEDAT YENERER, 5 SENE CUMHURİYET GAZETESİNDE ÇALIŞMIŞ
Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle 104 gündür tutuklu bulunan Vedat Yenerer, 1988 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışmaya başladığını belirterek, "1992 yılında 225. dönem olarak öncelikle Denizli, daha sonra Manisa'da askerlik hizmetini yerine getirdim. Askerlikten döner dönmez aynı gazetede devam ettim. 1993 yılında Star Tv'ye transfer oldum" dedi.

GÜRCİHAN, ÜNİVERSİTEYİ BİTİRDİKTEN SONRA CUMHURİYET GAZETESİNDE ÇALIŞMIŞ
Ergenekon terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve dün gece tutuklanarak cezaevine gönderilen Halil Behiç Gürcihan da, 1990-1994 yılları arasında Amerika'da Franklin Marshall Üniversitesi'nde ekonomi lisansımı tamamladıktan sonra 1994 yılında Türkiye'ye döndüğünü belirterek, "1994 yılının ikinci yarısında Cumhuriyet gazetesinde çalıştıktan sonra, 1995 yılında Türkiye'nin ilk internet servis sağlayıcısı Planet'i kurdum. 2 yıl sonra askere gittim. Askerliğimi Sarıkamış'ta yaptım. Askerlik dönüşü şirketi kapatarak serbest danışmanlığa başladım. 2002 yılında Türkiye'nin ilk bilgisayar kriminolojisi laboratuarlarından birinde, Ankara Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev aldım. 2005’te SESAR isimli araştırma şirketinin başkan yardımcılığını yaptım. O günden bu yana da serbest danışman olarak çalışmaktayım" dedi.

CUMHURİYET GAZETESİ'NİN SATIŞI İÇİN VELİ KÜÇÜK'LE PAZARLIK YAPILMIŞ
Eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Cumhuriyet gazetesindeki hisselerini satmak için 'Ergenekon' soruşturması kapsamında tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'le pazarlık yaptığını açıklamıştı.

Veli Küçük, Cumhuriyet gazetesinin alınmasıyla ilgili ENKA tesislerinde Eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Doğu Perinçek yanlısı Ulusal Kanal'ın Genel Müdürü Ferit İlsever, Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği'nin eski başkanı Kemal Özden ve Ümit Ülgen ile toplantı yapmış. Veli Küçük, söz konusu görüşmeyi doğruluyor. Söz konusu görüşmeye kendisini Kemal Özden'in davet ettiğini, Kemal Özden'in söz konusu toplantıda Cumhuriyet gazetesiyle ilgili, diğer şahıslarla bazı görüşmeler yaptığını fakat olumlu bir netice alamadığını söylüyor.

Gürbüz Çapan da, görüşmeye Özden'in isteğiyle katıldığını, Küçük, İlsever ve Özden'in, kendisinden Cumhuriyet gazetesinin yüzde 20'lik hissesini ve yine kendisine ait Cumhuriyet TV ile radyosunu almak istediklerini söylemişti. Önerdiği miktar kabul edilmeyince anlaşamadıklarını belirten Çapan'a göre, bu üç isim, ulusalcı bir yayın grubu kurmak istiyordu.

YENERER VE GÜRCİHAN TUTUKLU, SELÇUK YAŞINDAN DOLAYI SERBEST
Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alındı ve yaşı gerekçe gösterilerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Vedat Yenerer, Ergenekon terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle 24 Şubat 2008 tarihinde gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yenerer, 5 yıl Cumhuriyet’te çalışmış.

Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında 5 Haziran'da gözaltına alınan ve dün gece tutuklanarak cezaevine gönderilen Halil Behiç Gürcihan da, Cumhuriyet gazetesinde çalışmış.

Behiç Gürcihan’a Ergenekon terör örgütü üyeliğinden tutuklama
Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan acikistihbarat.com adlı internet sitesinin sahibi, emekli Tümgeneral Ali İhsan Gürcihan'ın oğlu Behiç Gürcihan, "örgüte üye olmak ve devletin gizli belgelerini elde etmek" suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gürcihan ile birlikte Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında tutuklananların sayısı 49'a yükseldi.

Şok iddianame; Darbe teşebbüsünden müebbet hapis

Veli Küçük, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Fikret Emek, Oktay Yıldırım ve Zekeriya Öztürk için müebbet, İlhan Selçuk için ise örgüt üyeliği suçlaması ile 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor..





Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre, Haziran 2007'de başlatılan ve bir yıldır sürdürülen Ergenekon soruşturmasında iddianamenin tamamlandığı öğrenildi. İddianamede, TCK'nın 312, 314 ve 315'inci maddelerine dayandırılan suçlamalarda en ağır ceza Veli Küçük'e istenirken, Küçük'le birlikte Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Fikret Emek, Oktay Yıldırım ve Zekeriya Öztürk'ün darbeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet cezası ile yargılanmaları isteniyor.

1120 SAYFA, 200 KLASÖR

Soruşturmayı yürüten savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından kaleme alınan iddianame yaklaşık 1120 sayfa... İddianamenin, 15'i dinlenen telefon konuşmalarının dökümlerinden oluşan 200 klasörlük bir de "eki" bulunuyor. Halen Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın önünde bulunan iddianamenin hangi gün mahkemeye sunulacağı ise henüz kesinlik kazanmadı. Edinilen bilgiye göre, 48'i halen tutuklu olmak üzere iddianamede adı geçen sanık sayısı 97... Veli Küçük'ten Doğu Perinçek'e kadar sanıkların her biri için iddianamede, suç tanımları, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) hangi maddesine göre yargılanacakları ve haklarında hangi cezaların istendiği de yer alıyor.

"SİLAHLI ÖRGÜT ÜYELİĞİ"

Buna göre iddianamedeki tüm sanıklar için savcılık, Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında düzenlenen, "silahlı örgüte üye olmak" suçundan yargılama yapılmasını istedi. TCK'nın "Silahlı Örgüt" başlıklı 314'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında, "Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir" ifadesi yer alıyor. 314'üncü maddenin birinci fıkrasında ise "Bu kısmın 4 ve 5'inci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla" denilerek, TCK'nın, "Devletin Güvenliğine Karşı İşlenen Suçlar ile Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı bölümlere gönderme yapılıyor.

EN AĞIR CEZA KÜÇÜK'E

İddianamenin en önemli bölümü, Veli Küçük, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin gibi isimler hakkında belirlenen suçlar ve istenen cezalarla ilgili. İddianamede davanın 1 numaralı sanığı olarak, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlamasıyla tutuklanan emekli tuğgeneral Veli Küçük hakkında, TCK'nın 314'üncü maddesinin birinci fıkrasına göre "silahlı örgüt kurmak ve yönetmekten" dava açılması isteniyor. TCK'nın 314'üncü maddesinin birinci fıkrası aynen şöyle: "Bu kısmın 4 ve 5'inci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silâhlı örgüt kuran veya yöneten kişi, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

ASIL CEZA 312'NCİ MADDEDEN

Ancak Veli Küçük hakkında asıl büyük ceza, TCK'nın "Hükümete Karşı Suç" başlıklı 312'nci maddesinden isteniyor. 312'nci maddenin ilk fıkrasında, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir" denirken, ikinci fıkrada da "Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" denilerek, sanığın diğer maddelerden aldığı cezaların da, "bu maddeden aldığı cezaya ekleneceğinin" altı çiziliyor.



ZAMAN

veli küçük

Veli Küçük: Türkiye'de askeri darbe olmaması büyük eksiklik

Nevzat Çiçek-Taraf Gazetesi

Araştırmacı yazar Talip Doğan Karlıbel, Ergenekon Terör Örgütü Soruşturmasında tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün 2003 yılında Alman National Zeitung gazetesine verdiği demeçte "Türkiye'de uzun bir süredir askeri darbe olmamıştır. Bunu büyük bir eksiklik olarak görüyorum" dediğini ortaya çıkardı. karlıbel, Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz'in Alman Faşistleriyle toplantı yaptıklarını söyledi.

Bir dönem Alman emniyetinde görev yapan araştırmacı yazar Talip Doğan Karlıbel Ergenekon örgütünün Alman Faşist gruplarının oluşturduğu derin devlet yapısıyla aynı olduğunu söyledi. Karlıbel, Ergenekon Terör Örgütü'nün, Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın 2001 ve 2002 yıllarında hazırladığı iki raporda "Ergenekon Türk Sağcı Grubu" adıyla yer aldığını söyledi. Ergenekon Terör Örgütü'nün tıpa tıp aynısının, Almanya'da 1980'li yılların başında ortaya çıktığını anlatan Karlıbel, Veli Küçük'ün, Alman gladyosunun subaylarıyla buluşup istişare yaptığını söyleyen Karlıbel; "Veli Küçük, 2003 yılında faşist Gerhard Frey'in sahip olduğu Alman National Zeitung gazetesine demeç verdi. Küçük, 'Türkiye uzun yıllardır askeri darbe görmemiştir. Bun bunu bir eksiklik olarak görüyorum' dedi." Veli Küçük'ün sık sık gittiği Hollanda ve Almanya'da Alman, Hollanda ve Danimarka'dan gelen aşırı milliyetçi kişilerle buluştuğunu söyleyen Karlıbel, "Bunlardan en ilginç buluşma Mölln ve Solingen katliamlarını organize eden DVU Partisi Genel Başkanı Dr. Gerhard Frey ile buluşmasıdır" dedi. Bu buluşmada, Alman Özel Harp Dairesi'nde yıllarca görev yapan Yarbay Wilhelm Hillek'in de olduğunu ifade ederek "Hillek, Türklerin hepsini karantinaya alalım, Türklerin olmadığı bir Almanya temiz bir Almanya olacaktır sözleriyle tanınıyor" dedi. Büyük Hukukçular Birliği Derneği Başkanı Kemal Kerinçsiz'in bu birliği kurarken Alman NPD Partisi Genel Başkanı Günter Deckert'le internet ortamında tercüman vasıtasıyla irtibata geçtiğini ve aynı oluşumu Türkiye'de kurduğunu söyledi. Karlıbel, "Genter Deckert, Almanya'da 1994 yılında Türkleri kundaklayan Nazi gençlerini mahkemelerde savunmak için Alman Ulusal Hukuk Birliği adında bir dernek kurdu. Bu dernek 1998 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Kerinçsiz'de Büyük Hukukçular Birliği'ni kurarken 2001 yılında Deckert'le mail ortamında iletişim kurdu ve Almanya'daki oluşumun aynısını Türkiye'de kurdu" dedi.

"Almanya 2001'de Ergenekon'u kayıt altına aldı"

Karlıbel, Alman İstihbarat Raporlarında Ergenekon oluşumu ile ilgili olarak 2001 yılındaki değerlindermede; "Baden Würtenberg'in Mannheim Şehrinde 23-25 kişilik bir oluşumun Bavyera'nın Nürnberg şehrinde ise 30-35 kişilik yeni bir Türk Milliyetçi oluşumun belirlendiği ve bu olşumun Ergenekon adında olduğu tespit edilmiştir...Bu gurubun siyasi ideolojisi olup olmadığı daha bilinmemektedir. Ama genellikle Türk Ülkü Ocaklarından ayrılan şahıslar bu oluşumun içinde yer almaktadır. Biz muhtemel olarak bun oluşumdaki şahısların Ülkü Ocaklarınla olan ideolojik tartışmalrından ve farklılıklardan dolayı ayrıldıklarını ve böyle yeni bir oluşum kurduklarını düşünmekteyiz" dediğini söyleyerek 2001 ve 2007 yılları arasında Almanya'daki Ergenekon oluşumunun Türkiye'ye 1.5 milyon Avro para transfer ettiğini söyedi.

"Ergenekonculara Almanya'daki Ergenekonculardan bir buçuk milyon Avro geldi"

Karlıbel, gönderilen paraların bir kısmının masraf, kitap alımı ve Almanya ve Hollanda gezileri için gönderildiğini söyleyerek, bu paranın 120 bin Avrosu Yeni Çağ Gazetesi'ne, 380 bin Avrosu Türk Ortadoks Kilisesi'ne, 90 bin avrosu Noel Baba Derneği'ne, 15 bin Avrosu Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi (VKGB) Genel Başkanı Taner Ünal'a, 4 bin Avro'nun kitap alımı için Doç. Dr. Ümit Sayın'a, 25 bin Avrosu avukatlık masrafları için Kemal Kerinçsiz'e , 12 bin avrosu Hollanda ve Almanya gezileri için Veli Küçük'e ,3bin 500 Avrosu masraflar adı altında Sevgi Erenerol'a ödendi" dedi. Karlıbel, Alman yasalarına göre 10 bin Avro üzerindeki havalelerde paranın nereden gelip nereye ne amaçla gönderildiğinin belirli olduğunu sözlerine ekledi.

kaynak:

http://nevzatcicek.blogcu.com/18830021

ergenekon: masonluğun kılıncı

Ergenekon yapılanmasıyla ilgili bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışma olan bu kitap, örgütün iç yüzünü ortaya
koyuyor. İki cilt olarak hazırlanan eser yakında tüm kitapçılarda...

Birinci ciltten konu başlıkları:

- Masonluk, şamanist ve marksist bir örgütlenme olan Ergenekon�u nasıl kurdu? Bu derin çete nerelerde kullanıldı?
- Ergenekon�un gerçek kimliği nedir? Perde arkasındaki asıl yöneticileri hakkında kilit bilgiler.
- Ergenekon yapılanması içinde yer alan paravan isimler ve örgütün tepesindeki gerçek yöneticiler.
- Ergenekon�un komplolar, şantajlar ve tehditlerle dolu kirli tarihinden çarpıcı notlar.
- Masonların �kılıncımız� dediği Ergenekon ile masonluk arasında hiyerarşi nasıl işlemektedir?
- İtalyan P2 Mason Locası Skandalı ve Ergenekon arasındaki benzerlikler nelerdir?
- Ergenekon�un kökleri nereye dayanıyor?
- Türk bürokrasisinde mason yapılanması.
- Türk mason localarında yapılan şaman ayinlerine ait fotoğraflar.
- Masonların, ülkemizi Batı ve Doğu Komünist Türkiye olarak ikiye bölme planında Ergenekon ve onun uzantısı PKK�nın rolü.
- Masonluğun, Türk İslam Birliği�ni savunan Atatürkçü, milliyetçi, mukaddesatçı gençliği sindirme ve intikam planları, komploların, oyunların perde arkası.

İkinci ciltten konu başlıkları:

- Masonluk hakkında hiçbir yerde yayınlanmamış bilgiler, isimler, masonların karanlık bağlantıları, masonik taktikler ve eylemler.
- Üniversitelerde ve yargıda masonlara ait listeler, mason bürokratlar.
- Yargıtay üzerindeki mason baskısında Ergenekon�un rolü nedir?
- Geçmişten bugüne mason Yargıtay üyeleri kimlerdi? ABD, Fransa, İngiltere gibi masonluğun egemen olduğu ülkelerde yargıda masonların oranı nedir?
- Ergenekon�un tehdit ve şantajlarına direnç gösteremeyen bir kısım yargı üyelerinin yol açtıkları adli rezaletler.
- Türk mason localarının yurt dışındaki localardan aldıkları talimatlar.
- İngiliz ve Fransız localarının Türk mason localarına gönderdiği özel kriptolu gizli mesajlar.
- Masonluğun devletin kilit noktalarındaki örgütlenme faaliyetleri.
- İzmir�de yapılan sebataycı-mason ortak kurultayında alınan kararlar. (Resim ve belgelerle)
- Masonlarca kurulan ve marksist-şamanist bir örgütlenme olan Ergenekon ile Türk masonluğunun 100 yıllık ortak tarihi...
Lüks cilt, parlak kuşe kağıt ve tamamı renkli benzersiz bir kitap. Birinci cildi 750 sayfa olan bu kitap yakında bütün Türkiye�de 40 YTL fiyatla satışa arz olunacaktır. (Toplu gönderimlerde % 20 indirim uygulanır.)

Masonlar özellikle son yüzyılda hakim oldukları dünyanın her ülkesinde Yargıtaylara çok önem vermişlerdir. Yargıtaylardaki yapılanmayı ülkelerin yönetimi açısından çok önemli görmüşlerdir. Yargıtaya �Gerçek Devlet (Real State)� demişlerdir. Örneğin 1946 tarihinde Amerika�daki Yargıtay üyelerinin % 80�i masondu ve hiçbir zaman için bu oran % 50�nin altına düşmedi. Bu durum Almanya, Hollanda, İngiltere ve Fransa�da da aynı şekilde olmuştur. Masonların dünya hakimiyetinde kullandıkları birçok metottan biri de budur. Masonlar dünyanın bir kısım ülkelerini polis devletiyle idare ederler. Bir kısmını hakim devletiyle idare ederler. Bir kısmını da askeri cunta yönetimleriyle idare ederler. Masonların bu sinsi yapılanmasıyla ilgili yüzlerce belge ve bilgiyi orjinal kaynaklarından bu eserde okuma imkanı bulacaksınız.



ERGENEKON ÇETESİ - MASONLUK BAĞLANTISI HAKKINDA YERi YERİNDEN OYNATACAK DEV BİR ESER

İki yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan bu eser, hiçbir yerde yayınlanmamış olan yüzlerce orijinal belge, yazışma notu, fotoğraf ve dokümandan oluşmaktadır. Toplam 1300 sayfadan oluşan iki ciltlik bu eseri Türk halkına iftiharla sunuyoruz.

GLOBAL YAYINCILIK SİPARİŞ HATTI (0212) 444 444 1


















border="0" alt="Web Counter">


Free Web Counters